14 Şubat 2014 Cuma

Sokrates

Kitap okurken, film izlerken, şarkı dinlerken hatta bazıları sanat eserine bakarken (sanattan anlayanlar) "ahan da vallaha benim aklıma gelmişti" deriz. Siz diyor musunuz çok emin olamadım ama ben sık sık diyorum. İşte o anlardan birini anlatacağım. 

Sokrates abimizin, Platon tarafından yazılmış kitabını okuyordum.

Ama önce...

Ya bu Sokrates ne büyük filozoftur lan. Adam kitap bile yazmamış, zaman kaybetmemiş, tüm gün düşünüp soru sormuş. Şimdi ona bakıyorum, bir de "ben modern çağ filozofuyum" diyen tiplere. Tabii yeni çıkan her yetenek ile Messi karşılaştırmak gibi bir şey oluyor ama, kafa bu, acımasızca karşılaştırıyor.

Bir de demeden geçemem, modern çağ filozofu ne amk salağı? Olum, güzelim, zeka ve bilgi yoksunum, filozof dediğin tüm çağların düşünürü olur, fikirleri ve özellikle soruları zaman ile sınırlanamaz. Valla iki satır yazmak bile fazla gelir bu tiplere. 

Biz Sokrates babaya ve bana dönelim. Şimdi Sokrates idama mahkum olmuş, bir kaç saat sonra infazı yapılacak durumda, arkadaşları ile felsefe yapıyor. E konu  haliyle ölüm oluyor. Sokrates baba imkanı olmasına rağmen cezadan kaçmayı reddeder ve cezası olan ölümü küçümser. İşte benimle benzeştiği nokta burası. 

Ölüm ile ilgili bir hikaye yazmıştım. Karakterimin tek bir çatışması vardı. Ölümden sonra bir ahiret olması yada olmaması. Eğer ahiret var ise, kendini öldüreceği için - takıntısı buydu - cehenneme gideceğinden korkuyordu. Olmaması halinde - ki bunu istiyordu - sonsuz bir rahatlık duyacağına inanıyordu. Sonuçta hangi cennet, olmamanın dayanılamaz hafifliğinden daha rahat olabilirdi ki?

İşte Sokrates onun bu dünyadaki sonuna inanan arkadaşlarına bunu anlatıyordu. Gerçi onun inancı ahiret olduğu - ama olamam ihtimalini gözeterek - ve bir süre sonra dünyaya geri geleceğimizdi. Tam anlamıyla ruhsal bir hayat, tanrıların istediği bir hayat yaşadığına inandığı için cehennem korkusu da yoktu. Olamam ihtimalinde ise benimle aynı görüşteydi. 

Şimdi bana dönelim. Bildiğiniz üzere İslam inancı taşıyan biriyim. Ancak kuzenime yada konudan tam haberdar olmayan başkaları ile İslam hakkında konuştuğumda kendime din uydurduğumu iddia ederler. Benim peygamberim, kendi aklımdır. Sonra Muhammed gelir. Sırf bu inancım bile çoğu Müslümana göre beni dinden çıkarmaya yeter. Varsın, onlar öyle inansın. Anladım ki benim peygamberlik görevim yok, dolayısıyla kimseyi kendi düşüncelerime çekme zorunluluğum ve sorumluluğumda yok. 

Tabii her mantıklı insan gibi, yanılma olasılığımı da hesaba katıyorum. Eğer bir tanrı ve ahiret yok ise, bizim bu dünyadaki ölümümüz yokluk anlamına geliyorsa, "yuppi"den başka ne denir. Lan ben o kadar inandım boşa mı? diye soracak bir durumun yok ki! Pişmanlık yok, çünkü bilincin yok. Yani Kant'a göre bile artık yoksun. 

Lan bundan güzel yada bundan kötü ne olabilir? Hiç bir şey, çünkü sende o hiç olursun. Bütün gün sistem karşıtı filmler izleyip, "abi adamlar yapmış" diyen tiplerin hiç biri, asıl sistem dışına çıkmanın onları bu hiçliğe götürecek ölüm olduğunu anlamıyorlar. Sorsan ölünce hiç olacaklar, ancak hiç biri ölümü istemez. Jüpiter'in sikleri sizi...

Ancak Sokrates'e göre çok büyük bir eksiğim var. Abicim tüm arkadaşları adamı dinliyor, bir tanesi de çıkıp "sen ölmeyi bayılmak mı sanıyorsun bilader?" demiyor. Benim arkadaşlarım dinlemiyor, dinleyende genelde sen ölmeyi...

Not: Ya hazır girmişken din hakkında ufak bir not ekleyeyim. Bir gün berberdeyim, arkadaş Allah'a tanrı dedi. Berber tanrı en lan Allah dedi. Bende atladım, Türkçesi tanrı işte. Adam gitti Esma-ül Hüsna'yı gösterdi. Bak dedi orada Tanrı yazıyor mu? 

E bu tartışmayı böyle kazanmaya çalışırsan, sie lan yobaz derim. Done ye bak çay demle. Aradan yıllar geçti, Lilith diye bir feminist kitap okuyordum ki fark ettim. Tanrı erkek ifade eder. Çünkü Tanrıça var. Kafamıza öyle bir erkek tanrı imajı yerleşmiş ki, fark etmiyoruz bile. Oysaki Kuran yada diğer kitaplar açıkça Allah'a cinsiyet yüklemenin küfür olduğunu ifade ederler. Arapça uzmanı değilim ama Allah isminde de bir cins var ise, sadece yaratıcı falan deyin ve bir cinsiyet düşünmeyin. Saygılar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder