
Edep bölgesi... Tabire bakarmısınız ya. Pipinin veya kukunun bulunduğu alana edep bölgesi diyoruz. Ahlakı
cinselliğe indirmiş olduğumuzun en güzel örneklerinden biri de bu tabir. Hangi sağlıklı felsefe, edebi bu kadar salt cinselliğe indirgeyebilir ki? Ama yaşamlar felsefeden kopuk işte. Dil sadece yaşanan gerçekleri yansıtıyor. Tüm ideallerimizi, düşüncelerimizi böylelikle boşa çıkarıyor. Bizim ahlak anlayışımızın temeli bu işte. Edep bölgesi.
Hayır birde pasiflik içeriyor. Edep bölgesi aktif olana edepsiz diyoruz.
Başka kime edepsiz diyoruz? Küfür eden çocuklara, kadınların yanında cinsellik konuşan adamlara, babasının yanında bacak bacak üstüne atan evlada... Ben hiç bir hırsınız arkasından edepsiz, ahlaksız diye bağırıldığını duymadım.
Türk Silahlı Kuvvetleri'ni temelinden sarsacak kadar ahlaksız davranışlarından dolayı...
Dayımın resen emekli edilme nedenini okudunuz. Kurmay yarbay rütbesinden emekli edildi. Tüm kariyeri boyunca tüm üstlerince taktir edilmiş, iki yabancı dil bilen, sicilinde tek bir şikayet bulunmayan dayım, isimsiz bir mail ile ordudan atıldı. Hem de ne atılma. Tüm hayatını etkileyecek bir çizik ile, resmen artık öl sen denilerek. Öl dediler.
Dayım değil ama, aynı gün atılan subaylardan Üsteğmen Nazlıgül Daştanoğlu kendi beylik silahı ile ertesi gün hayatını sona erdirdi. Devletin silahlı kuvvetleri ahlaksız dedi. Emekliye sevk etti. Ancak silahını ve kimliğini almadı. Evet, Nazlıgül çok ahlaksız, silahını ve kimliğini onda bırakacak kadar beyinsiz olan üstleri ahlak abidesi.
Neyse pek yazmak istemiyorum, bilgisayarın tuşları lazım bana, kırılmasın. Dileyenler linkten haberi okuyabilir. Okuyanlar görecekler ki, subaylarımız kendi kendilerine ahlaksız olabiliyorlar. Zira Nazlıgül ile birliktelik yaşadığı iddia edilen 6 kişi hakkında kavuşturma yapılmamış.
Ayrıca meraklısı için ; http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/22006952.asp
Herhangi bir ordunun ahlaktan bahsedebilmesi gerçekten çok komik. İşleri bir nevi profesyonel katillik olan insanlardan bahsediyoruz. Sonra onların ahlak adına hak hukuk dağıtmasını görüyoruz. Bahsettiğimiz insanlar deprem zamanı göçük altından hayat kurtaran Mehmetçik mi? Sanmıyorum.
Zamanında irtica nedeni ile insanlar ordudan atılırdı. Onda bir mantık vardı. Üst - alt hiyerarşisinin bozulması. E ordunun temeli de budur zaten. Peki bu Nazlıgül nasıl bozdu bu düzeninizi? Altı ile gönül ilişkisi kurarak mı? E o zaman müdür yardımcısı ile evli müdürleri de kovalım. Yada eşit örnek olsun. Altıyla ilişkisi olan bir erkek subayı da kovun.
Peki eşcinsellerin durumu? Eşcinsel subayımız olabilir mi?
Benim dayım naptı la? 40 yaşına gelmeden kurmay yarbay olması mıydı sorun? Babasının da asker olması mı? Cumhuriyete bağlı olması mı?
Uluderenin hesabını verdi mi silahlı kuvvetler? O olaya neden olanlar mı ahlaksız, yoksa Nazlıgül mü? Şerefli ordumuza sorarsanız, Nazlıgül. İnsan vicdanına sorun bence.
Şehit verdiğimiz gün kokteyli bölmeyen hava kuvvetleri mi ahlaksız, dayım mı? Yoksa bu kokteylden sonra hava kuvvetlerine lanet okumuş er arkadaşım hakan mı? Zira onunla da mahkemelik oldular.
İnsanlar fişlemelerden, dinlemelerden konuşuyorlar. Silahlı kuvvetler tarafından ahlaksız olarak damgalanmayı denesinler. Kafanızın üzerinde Demokles'in Kılıcı gibi sallandığını görmüş olursunuz.
Etraf hırsız dolu, ahlaksız olan biziz ama. Etraf katil dolu, edepsiz olanlar biziz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder