Şimdi size bir soru sorayım. Hanibal Barca'nın Roma'ya nasıl ve neden yenildiğini bilmek mi daha önemlidir, yoksa yatalak bir hastaya nasıl sürgü konulacağını bilmek mi önemlidir?
Hanibal'ın hayatını ve savaşını bilmek size maddi olarak hiç bir şey kazandırmaz. Yani bu konuda dünya çapında değilseniz bu bilgi size maddi olarak pek bir kazanç sağlamaz. Sadece Hanibal bilerek bir üniversitede ders veremezsiniz. Hanibal hakkında arkadaş ortamında konuşsanız, boş boş konuşma derler. Bir boka yaramaz Hanibal'ı bilmek. Zaten pek çoğunuz bilmiyorsunuz bile.
Sürgü koymak ise boktan bir iş olmasına rağmen size bir meslek sağlayabilir. Yatalak bir hastaya bakarak ayda 2.000tl kazanmanız muhtemeldir. Sigortanız falan olmaz ama, sadece bok temizlemeyi bilerek 2.000tl kazanmak fena değildir. Sürgü koymak üzerine arkadaşlarınızla muhabbet etseniz, "boktan boktan muhabbet etme" derler.
Komik değil mi? Jul Sezar'ın donunun rengini bile bilseniz, tuvalet temizlemeyi bilmek kadar fayda sağlamaz size. Sadece tarihsel bilginin değersizliği olarak düşünmeyin. Tırnağın kimyasal yapısını bilmek, manikür yapmayı bilmek kadar kazanç sağlamaz.
Bilginin değeri, kazancı kadardır. Pragmatik dünya tam olarak budur. İşin garibi bir tarih profesörü olmasanız bile, tarih bilginiz ile manikürcüden üstün olduğunuzu sanırsınız. Sizin bilgi birikiminiz her hangi bir ameleden ne kadar fazla olursa olsun, eğer bu bilgiyi kullanmayı bilmezseniz, durumunuz bir ameleden daha kötüdür.
Sizi burada örneğe boğabilirim. Eğer bu hayattaki amacınız para kazanmak ve onu harcamak ise, hiç boşu boşuna Hanibal'ı öğrenmeyin. Kendinizi geliştirme masallarına aldanmayın. Manevi doymuşluk dediğiniz, fazla parası olanların para harcaması için uydurulmuş bir ilizyondur.
Bu arada Sezar don giymezdi. İç çamaşırı daha sonraları icat ettiğimiz bir buluştur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder