Biri Ruth Morse, yemin ederim soy adını hatırlamak için internetten baktım. Aslında en sevdiğim kitabın en önemli kadın karakteriydi. Jack baba çok güzel bir burjuva kızı portresi çizmiş. Çizdiği bu kadına(kız kurusu da denebilir) çok uygun bir sevgi anlayışı yerleştirmiş.
Ruth kitap boyunca Martin'i törpülemeye çalışır. Martin'i değil, onun kendi istediği adam olabilme ihtimalini sever. Başlarda ailesine karşı gelen bir şövalye gibidir, sevgisi için çarpışır. Ancak işler zorlaştıkça, Martin onun yoluna evrilmekte direttikçe Ruth vazgeçer. Ve Martin'in en zor anlarında ondan ayrılır.
Daha sonrası ise komedi filmi gibidir. Martin bu bir anda bomba gibi patlar edebiyat dünyasında. Artık her kelimesi para eden bir yazardır. En beğenilmeyen şiirleri için bile yayın evleri kapısında kuyruk olur. Martin hala Ruth'un onu terk ettiği adamdır. Buna rağmen Ruth geri döner. Ailesinin baskısıyla terk ettiği adama, bu sefer ailesinin ısrarı ile döner. Kendi sevgisi ile değil, tolumun kabulüne göre hareket eder.
Martin sevgiyle kendini baştan yaratırken, Ruth en zor anda pes etmiştir. Ruth için sevgi tek başına yetmez.
Bu yüzden Ruth asla bir kitaba yada filme konu olamaz.
Oysa başka bir kadın, düşmüş diye tabir edilen bir kadın, yazılmış en güzel romanlardan birinin ana kahramanı olur. Sevgisi uğruna her şeyi göze alıp, her engelle çarpışan, kaybedeceğini bile bile savaşan Anna Karanina.
Anna bedelini hayatıyla ödeyeceği yolculuğuna tek bir dans ile başlar. Evli bir kadın olmasına rağmen kendisini aşkın kollarına atar. Kocasını terk eder. Tüm cemiyetin gözünde rezil olur. Ailesi ile arası açılır. Üzerine sevdiği adamın ilgisini kaybeder. Ancak aşkına olan sadakatini asla kaybetmez.
Anna'nın namusu her devirde tartışma konusu olacaktır. Ortada bir aşk olmasına rağmen, sonuçta bir kocaya ihanette söz konusudur. Belki kahraman kadın değil erkek olsa, tartışmalar bu derecede olmazdı. Nede olsa her kültürde evli olmasına rağmen karısını terk edip yeni bir kadın ile birlikte olan erkekler, kadınlara nazaran çok daha normal karşılanır. Medea canavar ilan edilirken kocası şerefsiz ilan edilmez.
Bence, Anna Ruth'dan çok daha namusludur. Toplumun ahlakına değil, kendi ahlakına sadık kalmıştır. Ruth ise kendi duygularını toplumun görüşlerine feda etmiş, yetinmemiş, terk ettiği adam toplumca kabullenilince yüzsüzce ona geri dönmüştür.
Keşke Martin ile Anna'yı bir araya getirme şansım olsa. Çok ileride bir gün belki denerim bak ben bunu. Fena fikir değil.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder