Kısa boylu ve kelsen, artık kabullen. Bırak göbeği kareyi tamamla. Zengin falan sanırız biz seni, hele bir de güneş gözlüğü falan, Lewis kot, tamamsın işte. Ama olmuyor değil mi? İlla kas yapacaksın. Bak götüm yese, geleceğim yanına, "abi boşuna kasma, ne yaparsan yap, ne boyun uzar, ne saçın çıkar senin. Ne kadar kaslı olursan ol, bu açıklar kapanmayacak. Boşu boşuna uğraşma, yazık bak ya fıtık olacaksın. Bu kadar ağar çalışma, taşaklara vurur vallahi."

Bir diğer özellikleri ise, hepsinde yok tabii, dövme takıntıları olması. Hele bir tanesi var, benim matematiğimin yetmeyeceği sayıda dövme yaptırtmış. Allah yazan dövmesi de var, kendini vuran melek dövmesi de var. Pek tutarlılık sergileyemiyor anlayacağınız. Tek koluna Gs, tek koluna FB dövmesi yaptırsa yadırgamayacağım adamı.
Kısa boylu keller dışında, uzun boylu saçlılar da var. Onlar da genelde ergen gençler oluyorlar. Boyları uzun olduğu için bir heves ailesi tarafından gönderildiklerini düşünüyorum. "Çok güçlüyüm ben" imajı yaratmak için ağırlıkları hızlı hızlı kaldırıyorlar. Teknik bir not, ağırlık kaldırmanın amacı, aslında onu tutmaktır. Yani faydalı olması için yavaş tempo ile çalışmanız gerekir. Ancak bu ergenler bu bilgiden habersizler. Peki ben gidip onlara anlatır mıyım? Bana ne lan. Zaten benden uzun oldukları için gıcık oluyorum. İnşallah yanlış bir hareket yaparlar da çok şekilsiz vücutları olur.
Ve tabii ki şişmanlar... Onlar ile aynı amaç için buradayız. Biz insanlıktan çıkmaya değil, insana benzemek için gelenleriz. Kimin durumu daha üzücü vallahi bilemedim. Ben kilo almaya çalışıyorum, bu adamlar/kadınlar kilo vermeye çalışıyorlar. Koşu bantların da halleri çok acıklı oluyor lan. Benim yürüme hızım, adamlar için yüksek tempo koşu oluyor. Daha bir dakika dolmadan kan ter içinde kalıyorlar. İşin kötü yanı çoğu deodorantın icadından habersizler. Bisiklet kullanmaya kalktıklarında seleyi görmeniz imkansız oluyor. Geçen bir tanesi gözümün önünde kros aletini kırdı. Bir çoğu diyette yaptığı için çok sinirli görünüyor. Gene de burada en çok onların varlığı beni rahatlatıyor. Zira bana küçümseyen gözler ile değil, imrenen gözler ile bakan tek grup bunlar.
Teyzelerimiz olmadan olmaz. Parklardaki aletler ile spora başlayıp hızını alamadan buraya gelmişler. Sayıları az olduğu için pek bir tehdit oluşturmuyorlar. Korkarım üç dört kişilik bir arkadaş grubu olduklarında spordan sonra yandaki oda da piknik yapmaya başlayacaklar. Gözlerinde bunu görüyorum. Tehdit büyürse gidip yönetim ile durumu konuşabilirim.
Badem bıyıklı amcalar var. Bu amcalar genellikle çocukları ile birlikte geliyorlar. Çocukları istisnasız obez. Belli yani, küçükken şımartılmış erkek çocuğu bunlar. Sezercik filmindeki "eşeği ben alacağım, benim babam çok zengin. Vurucam kırbacı, vurucam kırbacı." diyen çocuğa benziyorlar. Genellikle yüzmeye geliyorlar. Amcalar da çocukları ile birlikte yüzüyor. İlginçtir, gene istisnasız olarak hepsi beyaz don giyiyor. Bir tür gizli tarikat olabilirler diye korkuyorum. Don demişken, aklıma geldi. En kaslı olanlar, genelde en renkli donları giyenler oluyorlar. Bu da bir tarikat olabilir. Araştırmacı kanı olan arkadaşlar bir araştırsın bunu.
Ve tabii ki form tutmaya çalışan kadınlar. Genellikle koşu bandında zaman harcayıp sonradan plates dersine giriyorlar. Takdir ettiğim insanlar bunlar. Kimseye küçümseyen gözler ile bakmıyorlar. Milletimin kadınlarının sahip olduğu genel kezbanlık bu kadınlarda yok. Güler yüzlü ve dışa dönükler. Kezban yok mu? Olmaz mı? Koca götünü eritmeye çalışan genç kadınlarımız her zamanki kezbanlıklarını burada da sergiliyorlar. Diğer kadınlara olan hasetlerinden sürekli olarak, "üf püf, ne bakıyor bu ya(kimse de bakmıyor aslında), burası da ter kokuyor(evet, kaynağı da sensin, ya da kısa süre sonra senden bağımsızlığını ilan edecek götün) vb." tafralar içerisindeler.
Bir ayadan fazla süredir spora devam ediyorum. Dikkatli biriyimdir. Haftanın en az 5 günü aynı saatlerde gitmem rağmen, bir kişiyi iki kere gördüğüm çok nadir oluyor. Buradan çıkardığım sonuç, spor salonlarının müşterilerinin en kalabalık olanları, parayı verip iki kere geldikten sonra, bir daha gelmeyenlerdir. Annem yengem ve ağabeyim dahil.
Saygılar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder