On sekizinci doğum günümüz ile birlikte devlet bir artık bir çocuk değil, bir birey olduğumuzu kabul ediyor. Bir gün önce alkol kullanma hakkınız yokken, 18. doğum gününüzde bu hakkı kazanıyorsunuz. Araç kullanma ehliyetini kazanıyorsunuz. Oy verme hakkını kazanıyorsunuz.
Birey olmak, eski çağlardan beri bir insanın en önemli günüdür. Roma'da bir erkeğin çocukluktan çıkıp erkek ve bir birey sayıldığı gün ailesince tören ile kutlanırdı. İslam açısından bakarsanız, günah ve sevap işleme hakkını ergenliğe girerek kazanırsınız. ergenlik öncesi günah işlemeye bile ehliyeti olmayan bir deliden, bir kediden pek farkınız olmuyor. Eminim Mayaların, İnkaların, Çinlilerinde bu erkek ve birey olma zamanı ile ilgili kuralları ve kutlamaları vardır. Biz günümüze dönelim.
Modern dediğimiz ülkelerde, birey olma yaşı bir kaç istisna dışında 18'dir. Doğumuz da değil, doğumumuzdan 18 yıl sonra insan ve birey olamayı başarıyoruz. Daha öncesinde çocuk diyorlar. Peki ya ölüm de işler nasıl ? Ölür ölmez, ölü oluyor muyuz? Yoksa ölümünde de doğumda olduğu gibi, ölü olarak adlandırılmak için bir süre geçmesi gerekiyor mu?
Bazı ölümler kimseyi öldürmüyor. Bir evlada gerçekten öldü diyebilmemiz için, anne ve babasının da ölmesi gerekiyor çoğu zaman. Bir annenin ölmesi içinse, bazen bir evladında ölmesi gerekiyor. Devletlerimiz ölülere ölü diyor, yıllar geçmesini beklemiyor ama öldü denen herkes hemen ölmüyor.
18 yılda geçse, 81 yılda, bazı ölüler insanların kafasında hep canlı kalıyor. Benimkinde olmasa, bir başkasının zihninde. Çoğu zaman kimse ölüm yıl dönümlerini anmıyor, 18'de de, 81'de de.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder