Kumsalda iki oğlan iki kız var. Daha gençliklerinin ilk yıllarında bu gençler. Kızlar sırtlarını bir sandala dayamış, oğlanlar karşılarında, bira içip muhabbet ediyorlar. Oğlanlardan biri, diğerinin misafiri olarak burada bulunuyor. Kızlarla az önce tanıştı. İşte o oğlan ben oluyorum. Birazdan sigarasını yakmak için çakmağı ateşleyecek kız da, bir an sonra ilk aşkım olacak.
Çakmağı ateşliyor, gözlerinde ateşin yansıması dans ediyor. Direk benim gözlerime bakan gözlerinde... Gözlerimiz, beynimize milyarlarca sinir ile bağıdır. Bilim böyle söylüyor. Bence, bilimin henüz bulamadığı bir sinir daha var. O da direk kalbe iniyor. Bazen, bir göz diğerine değdiğinde, görüntü beyne değil, bu gizli sinir ile doğrudan kalbe iniyor. İlk bakışta aşk diye buna diyoruz.
O geceden bir süre önce bir kızdan ayrılmıştım. Kaçıncı ayrılışımızdı hatırlamıyorum. Toplam skorda, iki kere terk etmişti, bir kere de aldatmıştı. O ana kadar aklım hep ondaydı. Sonra uçtu gitti. Sarhoş olmuş gibiydim. Her aşkın bir zorluğu olması, sanırsam bir tür doğa kanunu. Bu seferki zorluğumuz, aşık olduğum kızın en yakın arkadaşımın eski kız arkadaşı olmasıydı. Sarhoşluğun ertesi sabahı, insan bok gibi olur ya, işte aynen öyle oldu. Aşk sarhoşluğu ile alkol sarhoşluğu benziyor birbirine.
Ertesi gece bir evde toplanıldı. Erkek sayısı artmıştı. Ben en uzak köşedeki tekli koltuğa kuruldum. Şarap içmeye başladım. Hamle yapacak halim yoktu, sonuçta arkadaşımın aşkısın durumu var ortada. Ancak onun pek umurunda değilmiş ki, geldi tekli koltuğun kolçağına kuruldu. Anlatmamı istedi. Şu ayrıldığım kızdan bahsediyor. Baştan mı başlıyayım dedi. Olur, dedi. Babamın dedesinden başladım. Ciddiyim lan, uzun sürsün diye, teee oradan başladım. Daha kendi dedeme gelemeden, alkolünde vermiş olduğu yetkiyle, anladınız işte.
Nasıl başladığı bu kadar net aklımda. Nasıl bittiğini ise hiç hatırlamıyorum. Tüm gün kafamı zorladım, hatırlayamadım. Aradım, telefona sevgilisi çıktı, haliyle soramadım, biz nasıl ayrılmıştık diye.
Geri kalanları çok net hatırlıyorum. Tüm başlangıçları, tüm bitişleri. Göz yaşlarına pek aldırmadan durağa bıraktığım kızı, beni mesaj ile terk edeni, aldatıldığımı haber verme nezaketinde bulunan üçüncü kişiyi... Ve daha nicelerini hatırlıyorum.
Belki de bu yüzden her konuda istediğim zaman arayabileceğim, konuşurken hiç bir rahatsızlık duymayacağım tek eski sevgilim, o gece aşık olduğum kız. Şimdi o duygulardan bir şey kalmadı geriye, ama arkadaş olarak hala severim. Geri kalanlar hatıra olurken, o her zaman aranabilecek biri olarak kaldı hayatımda.
Hiç bir şey sonsuza kadar yanımızda kalmıyor. Her şey değişime uğruyor, ya bir hatıra oluyor, nadir de olsa bir arkadaş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder