10 Mart 2014 Pazartesi

Demokrasi

Siz ona gitmezseniz, size gelen bir şeydir demokrasi. Amerikan bombalarının üzerinde adı yazar. 

Amerikan masalını geçelim. Rüyanın kabusa döndüğü, kabuslardan daha korkunç gerçeklerin yaşandığı bir masal o. Kökeni de çok eskidir. Sezar'da gittiği yerlere medeniyet götürürdü. Yersen.

Biz kuzeye dönelim. İsveç, Norveç gibi ülkelere. Bu iki ülke, tüm dünyaya demokrasi örneği olarak sunulur. Ancak onların Afrika'ya, Aden'e zararlarını daha bu sabah yazmıştım. E kader işte, gene onlar hakkında bir şeyler öğrendim. 

Hiç Sami'leri duydunuz mu? 1920'den 1980'e kadar uygulanan kızların kısırlaştırılmasını duydunuz mu? Okullarının kapatıldığını, dillerinin yasaklandığını? Bunu Türkiye yapsaydı, duyardınız. İsveç yapınca duymanız imkansız olur. Sahi zorla hristiyanlaştırıldıklarını da duymadık değil mi? 

Başka devletlerin günahları bizim devletimizi asla temize çıkarmaz. Ancak kimse de bana masum bir devlet olduğunu söyleyemez. Kimse bana demokrasinin en büyük faşizm olduğunun zıttını iddia edemez. İlk okula dönün, o kitaplarda kesin olarak demokrasinin en doğru yönetim şekli olduğu yazılıydı. Padişahlar, krallar, diktatörler, tiranlar kötü insanlardı. Bunu aklımıza öyle kazıdılar ki, aksini iddia etmek suç oldu. 

İsveç, Norveç, Danimarka... Ah demokrasinin sağlam olduğu bu ülkeler, dünyanın en zengin ülkeleridir. Neden diye sorunca, cevap basittir. Demokrasi. Kimse size bu ülkelerin sattığı silahlardan bahsetmez. Bu ülkelerin ABD'ye dahi silah sattığını kulak ardı etmeniz gerekir. Afrikayı aç bırakanlar onlar olamazlar. Çünkü onlarda demokrasi var. 

Ah dalga geçer gibi barış enstitüleri kurarlar. En çok buralarda vardır. Aman derler, insan hakları derler. Düşünce özgürlüğü derler. İnsanca yaşam derler. Sadece derler. Kendilerinden başka hiç kimselere bu değerleri layık görmezler. Sadece çıkarları için bizim gibi üçüncü dünyada bu değerlerin peygamberliğini yapma rolü oynarlar. Arka bahçelerinde vahşet vardır. Tüm zenginlikleri kirli ve kanlıdır. 

Her şey satılıktır. Seçim şansınız vardır. Onlardan ya barışı satın alacaksınız ya silahı. İkisini de bu ülkeler satar. Sonra bu işte bir terslik var diyenlere bu ülkelerde masallar yazılır. İlluminatiler, masonlar... Sadece korku ütopyalarıdır bunlar. Şeytanın gücü var bu adamlarda, onlar her şeyi görürler derler. Aslında kantarda hile yapan, pirincin içine taş koyan köylü kurnazı bakkallardan farkları yoktur. Bu kadar basit adam ve kurumlarca sömürüldüğünü kabul edemeyen çok zeki bizler, illuminati masalını satın almayı tercih ederiz. Gizli örgütler hakkında yazılan kitaplara paralar dökeriz. Oysaki gerçek gün gibi ortadadır. Tapeleri dinleyin, bütün ülkeyi soyan adamın ve oğlunun zeka seviyelerini görün. Basite inanmak zoru tahmin etmekten daha zor, değil mi? 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder