Vallahi yokum ben.
Beni görebilen, dokunabilen, hissedebilen var mı? Bedensellikten bahseden kim? Beni anlayan var mı? Beni her hücresinde hissedebilen kim var? Nörolojiden bahseden yok burada.
Beni gören var mı?
Elimdeki kırık kemiğin yerini kaç kişi biliyor? Saçlarımın altıdaki sivilceleri? Ortada birleşen kaşlarımdan şikayet eden mi var? Kambur oturmama kızan? Koltuk altına sümük sürdüğümde, "pisliksin ya" diyenler nerede?
Ben dahil, beni bilen var mı?
Sağdan soldan bastırıyorum ayağıma, canım ne kadar acıyacak diye test ediyorum. Kafamın içindeki sivilceler yolup kanatıyorum. Sol ayağıma bilerek kramp sokuyorum. Derimin kızarmış bölümlerine kolonya döküyorum. Sigara içiyorum. Kakamı tutuyorum. Diğerlerinin bir amacı var da, bu sonuncuyu neden yaptığımı bende bilmiyorum.
Sesimi duyan var mı?

Kokumu alan var mı?
Bir insanın ter kokusunu bile sevdikten sonra ona sırtınızı dönemezsiniz. Ter dediğiniz, sidiğin bir değişiğidir. Belkide aynı şeydir, tam bilmiyorum. Ne olursa olsun, insanın annesi bile sevmez ter kokusunu. Bir insanın ter kokusunu dahi sevdiysen, bırakıp gidemezsin. Gidersen, arkanda bir şey bırakmadığını bilmelisin.
Tenime dokunan var mı?
Dört tel sakalım, beş jiletli tıraş bıçağım var benim. Derimi kazır gibi tıraş oluyorum. Cildim tahriş olurmuş, suratımı kesermişim umurumda bile değil. Sevmiyorum suratımda çıkan dört tel sakalı. Ya tam olsun istiyorum, ya hiç olmasın. Böyle yarım olan her şey canımı acıtıyor sanki. Tüm yarım kalmışlıkları hatırlatıyor bana.
Tadı alan var mı?

Ben aslında yokum, olan yerlerim ağrıyor, üşeniyorum olmaya. Canım sıkılıyor, sayıklıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder