
Aslında evrende yalnız olmadığımız göstermek isteyen bir görünüm bu. Bende ki tek etkisi ise dehşet...
Bugün sabah bana göre sorun olan şeyleri yazdım. Gerçek acıları, yüreğimi dağlayan şeyleri. Kendi rahat hayatımda, derdim var demeye, beni utandıran acırları. İşte bu tablo, bana dünya üzerinde görebileceğim her şeyden daha korkunç ve daha gerçek geliyor.
Evrenin büyüklüğü karşısında ezilmemek mümkün mü? Sürtünmesiz bir ortamda, bayır aşağıya giden bir top gibi hızlanarak genişliyor evren. Belki şimdiden bu gördüğümüzün iki katı kadar genişlemiştir.
İşte bu büyüklük, bu dehşet dizlerimi kırıyor. Secdeye varıyorum. Bunların hiç birinin kendiliğinden olduğuna inanamıyorum. Bir sinek kanadının meydana getirdiği güç kadar az bir gücün tüm büyük patlamanın kaderini belirlediğini bile bile, alemin bir sahibi olmadığına inanamam.
Bu mesafeler ile ilgili olan korkunçluk. Bunun bir de eşi var. Zamanın devasalığı...
İnsanların Dünya üzerinde geçirdikleri zaman, Dünya'nın kendi varlığının sadece %5'i kadarmış. Bu farkı evrene göre düşünün önce. Sonra kendi zamanınızı tüm bu sonsuzluk içinde değerlendirin.
Tüm Dünya'yı yönetseniz bile, bu mekan ve zaman korkunçluğu içinde ne kadar büyük bir iş yapmış olabilirsiniz ki?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder