Çok tuhaf rastlantılar var.
İnternette dolanırken bir kadının fotoğrafını görürsünüz. Aradan zaman geçer, gene internette rastgele biriyle tanışırsınız. Tanışıklık ilerler, arkadaş olursunuz. Muhabbet arasında, birbirinize şarkı yollarken, yolladığınız şarkının altındaki en beğenilen yorumun zaten ondan geldiğini söyler size. Fotoğrafa baktığınızda aylar önce beğendiğiniz kız ile arkadaş olduğunuzu fark edersiniz.
Farklı şehirlerdesiniz, hiç karşılaşmadınız.
Aradan geçen sürede telefondaki sesiyle, gelen mesajdaki yazısıyla arkadaşlığınız ilerlemiştir. Normal bir arkadaşlık yoktur aranızda. Normal bir arkadaşlıkta asla tam anlamı ile açılamazsınız, her zaman bir kaybetme durumu olabilir. Kimse yakın bir arkadaşını kaybetmek istemez. İşte bu kaybetme korkusu olmadan kurulabilen bir arkadaşlık geliştirmişsiniz, değerini hiç düşünmeden. Yadırganmayacağını, yargılanmayacağını bilmenin hafifliği ile yürüyen bir arkadaşlık.
Sizi bilmem ama kendim için değerli olan bir şeyden bahsediyorum. Aslında pek çok açıdan sağlıksız olan bir arkadaşlığın güzelliğini yaşıyorum. İnsan arkadaşlarından bir şeyler bekler ya, o büyük bir götlüktür aslında. Değer vermek falan hep karşılığı beklenen şeyler. Değer görmeyi istemektir aslında değer vermek. Ancak anlatmaya çalıştığım durumda değer verilen bir kişi değil, aradaki garip ve çok anlamsız duran bağ. Arkadaşlığın kendisi...
Her şeyin bok edebilme riskini görünce hatırlatma olsun diye kendime yazdım aslında bunu. Çünkü dün fark ettim ki, hatun çok güzelmiş lan. O kadar ki gözlerimi kör edecek, değer verdiğim şeyi kendim yok edeceğim diye korkuyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder