Lisede duymuştum bu sözleri. Bahsedilen gözler benim gözlerim. Sürekli gülmeye hazırız.
Sevmek, sevilmek istiyor insan, değil mi? Birinin beni sevdiğini ilk duyduğumda tüm gücümle koşmuştum. Sevilmeyi bünyem kabul etmemişti. O ana kadar kimsenin beni sevebileceğini düşünmemiştim.
Aslında konudan çok uzak bir çocuk değildim. Çocukluk aşkım vardı sonuçta. Karşı komşunun benden bir yaş ufak kızı, bebeklik aşkımdı. Aşk dediğim de evcilik oynamak gibi bir şey.
Gene de, biraz aklımın bastığı çağlarda, ilk sevilme ödümü koparmıştı. Hemde arkadaş olarak bile pek anlaşamadığım bir kız tarafından seviliyordum.
Sonra deyim yerindeyse işin orospusu olduk. Kızlardan kaçmamaya, aksine kovalamaya başladım. Kısmetimin açık olduğu zamanlardı. Olmak istediğim buydu, çiçekten çiçeğe gezen bir arı.
Sonra o sözleri duydum. Hem de o kadar güzel bir kızdan duydum ki. Sap sarı saçları, yemyeşil gözleri olan, kürdan bacaklı, inci dişli bir kızdan. Nutkum tutuldu. Kimse bana bu kadar hoşuma gidecek bir söz söylememişti. Belki daha sonra da duymadım, beni bu kadar güzel ifade edecek sözleri.
Sevmek bir an sürer bazen. Tek bir an yeter. Tek bir söz, tek bir bakış...
Bir kaç yıl sonra, Bir kumsalda, tek bir anda, tek bir bakışta aşık olmuştum. Bir çakmağın ateşinin onun gözlerinde nasıl alev aldığını görmüştüm.

İstemedim o zaman o sevgiyi, ihtiyacım olan bu değil dedim. Ben bir arı olmalıyım, çiçekten çiçeğe dolaşmalıyım dedim.
Bazen düşünüyorum, eğer korkak olamasaydım, o sevginin içine balıklama dalsaydım, nasıl bir hayatım olurdu.
Hayır, bir pişmanlık itirafı değil bu. O zamana dönebilsem gene aynı kararı verirdim. Sadece merak ediyorum, farklı bir kararın sonuçları ne olurdu?
Hani ilk sevildiğimi duyduğumda kaçtım demiştim ya, aslında kız beni sevmiyormuş, bana uyuz oluyormuş. Camide uyuya kalmış bektaşi gibi lafın sadece sonunu duyunca, olayı götünden anlamışım. Belki de kaçmama rağmen sevilmek istiyordum. İstediğini elde edince korkanlardanımdır belki.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder