"Kalk oradan" diyerek masaüstü bilgisayarım ile aramdaki bağı bir bıçak gibi kesiyor. Beni kaldırdığı sandalyeye kendi oturuyor. Gözünde takmaya pek alışkın olmadığı gözlükleri var. Bilgisayarın faresini sanki o gerçek bir fareymiş de, biraz gevşek tutsa hemen kaçacakmış gibi sıkı sıkı tutuyor. Bir süre anlamsız anlamsız ekrana baktıktan sonra bana dönüp "öğret bu interneti bana" diyor.
İnternet sanki ABC'de ben de öğretmeniyim. Anlatmaya açıklamaya çalışıyorum bak bu google amca, bir derdin olduğunda ona soruyorsun o da sana cevap seçenekleri sunuyor. Artık internet yok onun için, sadece google var. Bu facebuk ne? Gösterirsin artık google yok, facebuk var. Sürekli ad aktarmaları ile bir dünya internet onun için. Sadece ad aktarması da değil, tüm kavramlar en basite indirgeniyor. Bir alet çalışmadığı zaman onu dövmek biz de ata sporu ya, mesela sayfa yavaş açıldığında bilgisayarı değil, fareyi dövüyor. Nasıl bir kavram karmaşası içinde olduğunu psikologlar incelemeli.

Hep bir gün bende olayların bu kadar gersin de kalır mıyım diye düşündüm. Yani yeni bir teknoloji çıkıyor, ben ondan uzaklarda habersiz yaşıyorum. Olmaz lan herhalde öyle şey derken, çoktan gerisinde kaldığımı gördüm. En basitinden şu blog'un şablonunu değiştirmeyi bile beceremiyorum. Dinlediğim en yeni şarkı 2005 öncesine ait, aradan 10 yıl geçmiş yani. Bir arkadaşım yarı ünlü gibi bir şey oldu, baya fanı olan bir grubun iki bel kemiğinden biri, ne çalıyorlar anlıyorsam Arap olayım. Seveyim, ısınayım, sosyal aktivite olsun diye ve tabii ki bedava olduğu için her konserlerine gidiyorum ama daha şarkının adını bile anlamıyorum. Demek istediğim sadece teknolojiden değil, yaş ilerledikçe her türlü şeyden geri kalıyor sanki insan. En basiti bu yeni ergenlerin saç modellerini hiç beğenmiyorum lan. Halbuki daha 10 yıl önce saçma sapan saç modelleri yapardım. Dar ve renkli pantolon giyene ılık mı la bu diye bakar oldum. Sonra dolabımda 10 yıldır duran ve bir anamın atmasına bir türlü izin vermediğim kırmızı kareli düşük belli pantolonum geliyor yanıma, ne alaka la sen de mi ılıktın diyor. Pantolona ne alaka abi sen çok modaydın falan diyorum, uçan tekme atıyor bana.
Yemekten sonra anam "olum sen biliyorsun bu Hamas ne?" diye soruyor. İsrail tarihini soruyor, güncel politikada ne var ise soruyor. Bitmez tükenmez bir öğrenme açlığı içerisinde. İnsan yaşlandıkça, hayat çevresinden daha hızlı akıyor ve bunu kabul etmek istemeyen insan her şeyi öğrenmek istiyor. Ve genç olanın tüm akan olaylara hakim olduğunu düşünüyor, çünkü gençken kendisinin her olaya hakim olduğunu sanıyordu.
Böyle işte, bir sonuca bağlamayacağım pek bir sonuç yok gibi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder