17 Temmuz 2014 Perşembe

Adı Güzel (mi?)

Çocukluğuma hatta bebekliğime dair hatırladığım ilk diyoloğum, çocukluk aşkım ile ismimi sevmemem üzerineydi. Adımı hiç sevmiyordum, bana Cenker değil, ilk adım olan Ahmet demesini istiyordum. O da beni Cenker ismine ısındırmaya çalışıyordu. Isındırdı da, adımı gayet sevdim ama bu sefer de Cenker'den önce gelen Ahmet ismine kıl olmaya başladım. Daha o yaşta nasıl bir etkilenmeyse bu... Fark edip önlem de alamadık ki. 

Ben liseye kadar falan adımın Ahmet olan kısmına kıl oldum. O yoklamada hoca Ahmet derdi ya, hemen Cenker Cenker diye düzeltirdim. Sanki ne? Sonra sonra ısındım Ahmet'e yeniden. Ahmet Cenker de hoş gelmeye başladı kulağıma, soy isimle de birleşince anlamlı bile oluyordu. Ahmet Cenker Yaman. Soyadı öne alırsak şöyle bir anlam çıkıyor, Yaman Ahmet (övülmeye değer) Cenker (savaş askeri)... Böh böh böh, lan böyle iddialı isim mi olur ya? Sonra ortaya çıkan adama bak? Savaş nireee, ben nireeee... He manevi savaşa her türlü varım, o ayrı da, biz de savaş değince tank top tüfek...

Şimdi yeni bir kuruma adım atınca, adımı gene bir değerlendirdim. Amca olacağım da inşallah... Ama Cenker adı pek amca olacak birinin adı değil gibi sanki. Çok ince harf içeriyor sanki. Bir de "Amca" dediğin şey, baba yarısı olunca, daha da bir eziliyor sanki benim isim. Ahmet  Cinkir Yaağman gibi oluyor. 

Bu isimle hiç bir yol olmaz lan. Adım Ahmet Hamdi Tanpınar değil ki. Adamın sadece adının söylenişi bile bir ağırlık be. AHMET HAMDİ TANPINAR. Tabii o şair olur, ben kıytırık okunmayan hikayeler yazan biri olurum. Neyse amcalık yarar belki de bizden de bir yol olur. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder