25 Ağustos 2014 Pazartesi

Kılıksız

"Olum vallaha dönenim eve, çıkar şu üstündekini adam gibi bir şey giy. Bu ne olum böyle!"

Tişörtümden bahsediyor arkadaşım. Beş senede üzerimde paralanmış, artık delikler ve yırtıklara sahip bir tişört. Üzerinde X-Men kahramanlarından Gambit var. Beyaz fonda yavru ağzı pembe tonlarında çizilmiş. Çok güzel bence. En sevdiğim tişörtlerimden biri. 

Bir kaç yıl önce, bilmem kaçıncı yıl dönümü kutlamamız için bir Kilyos'a gidecektik. Giydim tabii ben gene Gambitli tişötümü. Kıçıma da bir şort çekmişim. Taksim meydanında buluştuk gideceğiz. İnsan bilmem kaçıncı yıl dönümünde sevgilisini görünce sevinir değil mi? Bizimkinin siniri tepesine çıktı benim kılığı görünce. Kendisi en özenli kıyafetlerini giymiş, hafif makyajını yapmış. Özen göstermiş anlayacağınız. Benden aynı özeni göremeyince de sinirleniyor. Ya arkadaş, kılığıma kıyafetime özen göstermeyi takmıyorsam, yıl dönümünü de önemsiz gördüğüm sonucuna niye varıyorsun? Ne alaka yani? Sanki katıldığımız bir mezuniyet balosu dışında bir yere giderken iyi giyindiğimi görmüş. Lan senin aldıkların dışında tişörtüm bile yok yeni alınmış. Biliyorsun ki genel bir siklemezlik hali bu. Yok illa zehir edecek. Neyse ya kılıksızlığıma döneyim sinirim kalkıyor 4 yıl falan sonra bile. Ben de senin terlikle dolanmana kıl oluyorum sen hiç ipliyor musun? Hiç!

Daha da eskiye gidiyoruz. 9-10 yıl kadar önce, Ankara'nın Kızılcahamam mevkinde kaplıcadayız. Ben daha 15 yaşımdayım, ne işim var benim kaplıca da? Arkadaşım falan da yok oralarda. Tesissin bahçede mal mal takılırken kısa boylu şişko ve sivilceli bir kızın dikkatini çekmişim. Geldi tanıştı falan. Çok çirkin ama zaman hem geçsin diye, hem de 15 yaşında olmanın gazı ile manitacılık yapmış oldum. Tesis AKP'nin kamp yaptığı bir alan olduğu için 15 yaş faaliyetlerini tesisisin hemen dışındaki çalılık tepede yapıyoruz. Ben tabii ki üstüme başıma hiç dikkat etmiyorum. İki gün boyunca ne yediysem tişörtte onların izi var. Kız bu leş gibiliğime değinince utandım. Ben bile arada utanıyorum yani. Dedim ki "taksimde son moda böyle artık. Leş gibi tişörtler falan." Vay amk! Hayal gücüne bak nereye bağladı olayı. Benim palavradan daha komik olan kızın bunu yemiş olması. Ankara'da yaşayan bir arkadaşla tanışmasına vesile olmuştum. O çocuk dedi, kız gotik falan olmuş ve leş gibi tişört giyip bunu tarz sanıyormuş. 

Benim de böyle yalanlara inandığım oldu ama gaza gelip uygulamadım hiç. Truva filminin röportajlarından birinde Brad Pitt filmde giydi eteğin çok moda olacağını söylemişti. Lan ilk defa moda için heyecanlanmıştım. Erkek arkadaşlara sesleniyorum, etek aslında bizim için en uygun kıyafet. Çok çok rahat lan! Saldım çayıra Mevlam kayıra durumu var. Hem bol kesim bir etek harika da kamuflaj sağlar. E bizim baldır görünecek diye bir derdimiz de yok. Lan valla büyük rahatlık. Olmadı tabii. Olaydı çok güzel olacaktı ya. Hala umudum var etek eskiden olduğu gibi erkek kıyafeti olacak diye. Hayır kimse giymiyor, sadece ben giysem başıma gelecekleri az çok biliyorum. Ah bir moda falan olsa, marjinal akım olmasına bile razıyım. Sadece bir kaç kişi ile akım başlatmayı bile denerim aga, öyle rahat ya. (evet denemişliğim var. çok ayrı bir hikayesi var onun üşenirim burada yazmaya)

Şimdi fark ettim, üzerimdeki tişörtte baya eski. Siyah siyahlığını unutmuş. Michael Jackson gibi hastalanmış, beyaz olma yolunda ilerliyor. Acayip de sünmüş yakası falan. Anneler için yer bezi olmaya aday değil, geç kalmış gibi. Tüm bu özelliklerinin yanında, pek de bir rahat arkadaş. Benim bile değil bu, kuzen eskiyi getir yeni al kampanyası uygulamış da, bana kalmış bu kesin. Geçenlerde annem "hiç bir şeyin kalmamış senin giyecek, gidelim alalım bir şeyler" dedi. "Git sen al" dedim. Aldı, çok da beğendim. Noldu sonra? Deli gibi yağmurda yürümeye kalktım, deri ceketin boyası olduğu gibi aktı. Doğa her zaman süper bir sanatçı değil arkadaş, beyaz tişörtte oluşan mor desenler hiç de voav çekeceğimiz cinsten değil. Kısmet olmuyor yani bana yeni tişört, yaramıyor. İngiliz asilzadelerin pipolarını ilk bir kaç yıl kahyalar kullanırmış. Kullanıldıktan sonra daha iyi olurmuş pipo. O misal, biri kullanmadan tişörtler bana olmuyor. 

"Şişt, üşenme ya valla olmaz olm bu kılıkla gitmeyelim bir yere. Çapulcu gibi be ne olum!"

"E pantolonda yırtık olum ona bir şey demiyorsun" diye üsteledim. "O tarz lan" dedi. "Bu yırtık tişörtte yeni tarz, bak görürsün bir kaç yıla damgasını vuracak"

Yemedi tabii. 15 yaşında aptal kız çocuğu değil ki yesin. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder