4 Ağustos 2014 Pazartesi

Ağustos

Gaius Julius Ceasar Octavianus... Bildiğimiz Sezar'ın evlatlığı olan yeğeni. Amca ölünce ona mirasçı kesilmiş, onun yorundan yürümüş, üçlü bir yönetim kurmuş ve sonra yönettiği arkadaşları ile birbirine girip tek adam olmuş. Amcası ömür boyu diktatör olarak yönetirken, bu abimiz Roma Cumhuriyeti'ni imparatorluğa dönüştürmüş, İmparator Augustus olmuştur. 

 IMPERATOR•CAESAR•DIVI•FILIVS•AVGVSTVS
O bacaktaki melek ne la öyle?
Güçlünün götünü yalamak bugünün siyasetine özgü bir durum değildir. Bu yalaklar her daim mevcutlardı. Nasıl bugün şehirleri kutsal ilan edecek kadar kendini aşmış yalaka varsa, o zaman da yalağın teki Sezar abinin doğduğu ayı kutsal ilan etmiş, adını da Julius olarak değiştirelim demiş, diğer yalakalar da kabul edince bizim temmuz dediğimiz aya bu adamın adını vermişler. E Augustus'un başı kel mi? O da ağustosu almış. 30 çeken ayı 31'e tamamlamak için (Jül'ün ki 31 çekiyor bu neden altta kalsın?) Roma takviminin son ayı olan Şubat'tan bir gün daha araklamışlar. 

Ben ağustos ayına kılım, ondan anlattım bunları. Kendimi bildim bileli ağustos ayında mutsuz olurum. Sıcaktan nemden falan demeyin, temmuzda sıcak, haziranda sıcak, onlar ile sorunum yok ama ağustos sinirimi kaldırıyor arkadaş. Tahammül kat sayım düşüyor, canım nefes almak dahi istemiyor, halsizleşiyorum, agresifleşiyorum falan... Hayır "nolcak yeaa" diyecek durum yok, son iki sevgilimi ağustos ayında terk ettim arkadaş ben. Ne kadar arkadaşım var ise hepsine kıl oluyorum ağustosta. Hatta arada bir kaçının üzerini çiziyorum, bir iki yıl arayıp sormuyorum. Zaten kimse de beni arayıp sormadığı için fark bile etmiyorlar ya, neyse. 

Bu yıl diğerlerinden farklı oldu, daha ilk günden huysuzlaştım. Vallahi ağustosa girdiğimizi üzerimdeki sinirden anladım, takvime baktım yanılmadığımı gördüm. Günler geçmiyor arkadaş ağustosa gelince. Şu zaman nesnel değil, özneldir diyenlere bir daha hak verdim. Üç uzun gecedir düşünüyorum, nedir benim sorunum ağustos ile diue, galiba bir cevap buldum. Sıkı durun, ben önceki hayatımda Marcius Antonius'dum. 

Şimdi büstlerinden falan tipine baktım, pek benzemiyoruz açıkçası. Ama bu yeniden doğma cismen olmuyor ki arkadaş. Hayatımızın akışının da pek bir benzerliği yok gibi zira ben Sezar gibi bir generalin yamağı değilim, olmam da zaten. 

İkimizin de gözü doğuda ama. O üçlü yönetim sırasında memleketin doğusuna egemendi, daha da doğuya sefer yapmak istiyordu. Ben de paso doğuya gitmek istiyorum, fırsatını bulunca gidiyorum. Kleopatra ile neredeyse 7 yıl birlikte olmuş, en kötü zamanlarında Kleopatra ona nanik yapmış. Neyse...

Bulduğum en mantıklı açıklama bu, Ağustos'tan bu kadar nefret etmeme başka bir neden olmasa gerek. Herhalde Augustus'un zararı dokunduğu bir köylünün realkarnesi değilimdir, olamam. Değil mi la? Bundan sonra beni M.Antonius diye çağınırın anacım, kendime bunu layık gördüm. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder