6 Ekim 2014 Pazartesi

Beyaz Dizi

Galata'dan Karaköy'e doğru iniyoruz. Daha yeni tanıştık, hatta tam tanışmadık. Önümüzde uzun bir yürüyüş var. Mecaz falan yok olayda, baya baya yürüyeceğiz. İstanbul'da biri ile birlikte yürüdüğüm en uzun mesafeyi kat edeceğim. Neyse, konumuz bu yürüyüş değil. Neden yazmaya başladığımı söylediğimde şaşırıyor. Asıl olay ise nasıl okumaya başladığımda yatıyor. 

Lise hazırlığa gidiyordum. Ramazan ayıydı ve genelde sabahları oruçlu olurdum. Bilgisayar falan oynayarak zaman bir yere kadar geçiyor. Zaman geçsin diye daha değişik bir şey arıyordum. Babaannemin boş evine abimin "bazı" gazetelerini aramaya indim. Gazete ararken kitap buldum. Adı "Rita'nın Oyunu" olan bir kitap. Rita adına karşı bir ilgim vardı. Galiba Power Rangers'la alakalıydı. Rita aklımda güçlü kadın imajının ismiydi o aralar. Zaman geçsin diye o kitabı okumaya başladım.

Zeki bir dolandırıcı ve onun yanına köstebek olarak yerleşen kadın polisin hikayesini anlatıyordu kitap. Adamın ufak dolandırıcılıkları falan çok eğlenceliydi. Eğer fırsatı olursa 50 cent para için bile dolandırıcılık yapıyordu. Kitabın devamında dolandırıcılıkla kalmayıp cinayete varan işlere bulaşıyordu. Zaten aklımda kalan en önemli önermesi buydu kitabın. Bir suçlu asla tek alanda çalışmaz, mutlaka diğer alanlara da kayar.  

Elbette kitabı bitirmem de karakter ve olay kurgusu, mesaj falan da önemlidir ama asıl önemli olan kitabın beyaz dizi diye tabir ettiğimiz sınıftan olmasıydı. İnternetin ülkemizde daha olmadığı, pornonun şehir efsanesi olduğu, gençlerin kendilerinden ufak kardeşlerini Bulvar Gazetesi almaya yolladığı yıllarda bu beyaz dizi kitapları yok satarmış. Hatta bendeki kitabı yanlış hatırlamıyorsam Hürriyet dağıtmıştı. Abicim olay şu, 10 sayfada bir seks olur mutlaka. Ve betimlemeler ayrıntılıdır. "Kaslı vücudu ile onu sardığında, doymak bilmeyen bir aygır gibiydi, göğüslerine dökülen şampanya aşağıya doğru akarken Jack diliyle akan şampanyayı takip ediyordu gittiği yere kadar" falan gibi betimlemeler. 

Lise hazırlığım tabii, her şeye en çok da bu kitaba hazırım. İlk bitirdiğim kitap oldu. Sonra bir kız arkadaşımdan çok daha aşmışını aldım. İade etmedim. Zaten o ara fırça darbeleri patladı, sonra grinin tonlarına kadar gitti de ben takip etmedim. O ara daha fantastik şeylere sarmıştım. Edebi tür olarak fantastik la. 

Öyle pek klasik de okumadım. Her liseli gibi Suç ve Ceza okutuldu. Lise edebiyat hocam iyiydi, Cengiz Aytmatov reisimle falan tanıştırdı. Derslerin yarısı kitap incelemesi falan olurdu. Ondan sonra ilk klasiğimi kız arkadaşım verdi diye okumuştum. (Bende ondan bir kitap okumasını istemiştim, ayrılana kadar okumadı la. Tek isteğim oydu herhalde, en sevdiğim kitabı oku. Tabii ki söz konusu eser Yüzüklerin Efendisi. Kalın geldi baya.) Sonra okuyunca Tolstoy'u baya sevdim. ,Gittim aldım kitaplarını falan. İllegal bir gecede kafamda Anne Karanina ile bile muhabbet ettim. 

Sonra internetten bedava kitap indirmeyi keşfedip baya saçma sapan kitap okudum. Gene de çok okuyan biri olarak görmüyorum kendimi. En azından roman falan okumuyorum diyebilirim. Araştırma eserleri okumak daha zevkli oluyor. Okumayı değil de, öğrenmeyi seviyorum. 

Geçen sahaf festivalinden "Altına Hücum"(Charlie Chaplin filmi ile alakasız) diye bir kitap aldım. Konusu ilgi çekiciydi. Meğer beyaz dizi kitabıymış. "Altın'a Hücum" değil direk "altına hücum" kitabı yani. Konu gene güzel de, iki de bir betimlemeli sevişme okumak garip geliyor şimdi. Toplum içinde kitap okuyamıyorum arkadaş, hafif hareketlenmeler falan oluyor. 

Olay bu, yazı bitti. İkramiye olarak bir kaç. beyaz dizi kitabı adı yazayım. Hürriyet Yayınları'nın halkımıza armağanı. 

ALİ İLE NİNO - DOKTOR HANIMLARI - ERKEK GÜZELİ - CEMİL - DARBE - ŞU YASAK İLİŞKİLER -  SUSAMIŞLAR - DÜŞKÜNLER (son ikisi favorilerim, darbe de fena değil aslında) - AŞK ÇİFLİĞİ - YALNIZLAR KUMSALI - DİŞİ TİLKİ (tilkiye bile giydirirler valla) - KIYIDAKİ DALGALAR - ŞİŞKODAN POKERDE KAZANDIĞIM ADAYI YEĞENİME BIRAKIYORUM (kitabın adı bile ayrı roman) - DALGALARIN SESİ - SENİ İÇİME GÖMDÜM - KEÇİ VE ÖKÜZ - 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder