Telefon çalınca "bu şimdi neden arıyor" acaba diye düşünmüştüm. Aslında arayan çok yakın arkadaşım, doğduğumdan beri falan tanıyorum adamı. Beni genelde yazın arar bu adam, ben de onu yazın ararım. Yazlıktan arkadaş olduğumuz için sadece yazın görüşmek gibi gizli bir prensibimiz var.
"Akşam Gaga konseri var, gelir misin?" diye soruyor. Kendisi organizasyon işlerinde. Alakam olmayan etkinliklere beni davet edip, istediklerime etmeme gibi de çok güzel bir özelliği var. "Yok la ne işim var" diye teşekkür ettim bu ilgisine. Telefonu kapatınca, "la aslında gitse miydim?" diye geçti aklımdan. Sonra konserin görüntülerini, daha doğrusu konsere gidenlerin görüntülerini görünce "be ne amk, iyi ki gitmemişim" dedim.
Tabii ki "nereye gidiyor bu gençlik" demedim. Yüz yıllardır sorulur o soru. Kuşak çatışması 20.yy'da çıkmadı. Hem zaten çatışacak kadar da kuşak yok o gençler ile aramda. Hatta görüntü olarak pek çoğundan gencim. Ayrıca her kuşakta böyle deliler olur. Şu fotoğrafta gördüğünüzü içten içe kınadım evet ama gidip kafasını patlatmak da istemedim.
Az önce (evet bu saatte) bir arkadaş ile konuşuyordum. Şebnem Ferah konseri ile ilgili bir anımı anlattım. 16 yaşımda çılgın bir gençtim (evet geri zekalıydım) Rock'n Coke festivaline gitmişim o dönem ki en yakın arkadaşımla birlikte. (evet o da geri zekalıydı) Bunun nereden olduğunu bilemdiğim bir grup arkadaşı ile takılıyoruz. Sarışın bir kız vardı. (evet geri zekalıydı) Neden hatırlamıyorum, ben bunun çadırına girmiştim (Evet, cidden hatırlamıyorum) Bu arkadaş iki günlük festivale bir bavul eşya ile gelmiş. Eşyalarda biri de kısacık bir etek. Artık ne oldu, nasıl oldu hiç hatırlamıyorum, o eteği ben giymiştim. Kıçımdaki dondan daha kısa bir etek. Peki mallık bitti mi? Biter mi? Bitmez (Hürrem sesiyle, bitmeeğğzzz) Etek giymem yetmemiş gibi, arkadaşların omuza çıkıp "Şebneeeğğğğm, Şebneğğğğm diye bağrınmıştım şarkı arasında. Artık kadın beni mi gördü, yoksa denk mi geldi bilmem "arkadaşlar beni sevdiğinizi biliyorum, ben de sizi seviyorum ama saçmalamayın" gibisinden bir şeyler demişti.
Yani kınadığım bu adam ile aramdaki tek fark o dönemler herkesin elinde bir ayfon olmaması olabilir. Şimdi içinizden ya da dışınızdan "ay rezil herif, geri zekalı" falan dediğinizi duyar gibiyim. Demeyin. Kendi gençliğinizi düşünün. Böyle olmasa da hepimiz o yaşlarda über saçmaladık. Eğer saçmalamadıysanız üzülürüm. Saçmalamaya azami hoş görü gösterilen o yaşlarda saçmalamak gerekliydi. Giydiğim kısa eteğin hayatıma hiç bir olumsuz katkısı olmadı. Kimse hatırlamıyordur bile. Ama bana anlatacak anı oldu.
Bir de yaşlandıkça "nereye gidiyor bu gençler" demeyin. İspanyol paça pantolon giymiş, saçları Tarık Akan gibi yapmış, koca koca altın kolyeler takan babanızın söylemesi kadar saçma olacak.
(Bu tangalı abimizi de hatırlasak bile sokakta görsek tanımayız.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder