23 Mart 2015 Pazartesi

Annem Amerikan casusu mu?

Sabah gözünü çalar saat ile açıyor. Televizyon programı olandan bahsediyorum. FoxTv'de olan. Güne haber programı ile başlamak yeterince saçma değilmiş gibi sunucu olan adam gereksiz bir hareketlilik ile sunuyor programı. Gözümü yeni açmışım, ayılmaya çalışıyorum, adam çıkmış televizyona, enerjik enerjik haber sunuyor. Sunduğu haberler iç açıcı olsa neyse. Hangi siyasi kime posta koymuş, öbürü nasıl ayar vermiş, dün kaç kadın ölmüş, gene nerede bir çocuk kaçırılmış ya da kaybolmuş... Haberler sürekli olumsuz, adam da olumlu görünerek bunu dengelemeye çalışıyor. Çalışıyor da, arkadaş ben sabahları biraz da dinginlik istiyorum. Ne olur biraz sussan, göz göze bakışsak birbirimizi anlasak? Ya her şeye yorum yapmak zorunda değilsin, sen de diğerleri gibi haberi sun, geç. En azından bir sandalye neyin bul otur.

Anneme kanalı değiştirmeyi önerdiğimde şiddetle itiraz ediyor. Bebeğin elinden oyuncağı alsanız böyle ciyaklamaz. Ara sıra o da benim gibi adamın her şeye yorum yapmasına gıcık olsa da kanalı değiştirmiyor. İzlemek zorun da mı?

İşten dönünce ilk işi "Esra"yı açmak. Kadını (Esra'yı) yüzlerce kez tebrik etmeliyiz. Bazı insanlar meslekleri ile anılır. Kişilikleri meslekleri altında ezilir falan. Bu kadın programın adını, mesleği kendi isminde ezmiş. Hatta rahmetli babaannem için o saatlerde televizyonun adı bile "Esra" idi. Kendisine alışkın olduğum için pek itiraz etmiyorum annemin izlemesine. Hatta ara sıra ben de evde tekken açıp izliyorum programı. "Loca" dedikleri alanda sevdiğim kimse olmasa da "lan senin ben sülaleni, sus ulan sana ne onların ilişkisinden mahluk-u sefil" diye baktığım tipler var. Hele bazıları 5-6 yıldır programda olan kişilermiş. Lan bu kadar yılda program 3 kere falan kanal değiştirdi, bu insanlar hala bir talip beğenememiş. Evlenip boşanıp geri gelen bile var. Bir de sürekli "aşk, aşk" falan diye atıp tutuyorlar. E sen bulmuşsun aşkı işte. Tv'de görünmek senin için aşk.

Annem hem programı izliyor, hem de izlediği için ezikleneceğini düşünüyor. "Kafa boşaltıyorum izlerken" falan diyor. Gidin sözlüklere bakın, Esra'yı, tarz programlarını izleyen herkesin programlardan daha saçma bahaneleri var. Neden ki? İzlediğimiz programlar zeka seviyemizi gösteren şeyler arasında en son sıralardadır. "Kafa boşaltıyorum, insanlara hayret ediyorum. ibret alıyorum bla bla" gibi yalanlara gerek yok. Hoşuna gider, izlersin yani. "Ay yok ben sadece belgesel" diyenlere sakın inanmayın. Ben size o belgeselleri de anlatırım ilerde. (Çünkü ben hep belgesel...)

Esra bitince haber saatinde gene FoxTv'deyiz. Bu sefer "Fenasi Kerim" şakalarından birine kurban gitmesinden tanıdığımız Fatih Portakal var. Aslında sabah haberleri sunan adamla, akşam haberlerini sunan kişi ayını olabilir. Bir yüz değiştiren ile karşı karşıya olabiliriz. Tek fark bütün gün enerjik takıldığı için yorulmuş, artık oturarak haber sunuyor. Daha doğrusu yorumları arasına haber sıkıştırıyor. Çene hiç yorulmamış.

Annemin FoxTv ile bağlantısı bu kadarla kalsaydı eyvallah der geçerdim. Beğen beğenme, izlenebilir şeyler bunlar. Beni kıllandıran şey bundan sonrası. FoxTv dizileri.

"O hayat benim"  dediklerinde sarı kız ve eskiden Leyla olan kız var. Bunlardan biri zengin ailenin kızanıymış. Hizmetçi gibi birilerine verilmiş. Nedenini bilmiyorum, sonra geri istenmiş. Ama gerçekte zengin olan eski Leyla iken, onun yerine çakma sarı kız zengin ailenin kızı olmuş. İsim de buradan geliyor. Öyle yürüdü sonra dizi.

"Kara gül" var. Aslında başka bir kanalda başladı, sonradan transfer oldu. Burada da bir çocuk var, aslında diğer kadın bunun annesi ama gene bir şeyler olmuş, çocuk başkasını annesi sanıyor. Bu durumdan haberdar olan birisi, gerçek anneye haber vermeye niyetlenince ölüyor. Halka filmi gibi. Dizi bu konu ile yıllardır gidiyor.

"Kocamın ailesi" var. En saçması bu galiba. Eleman çocukken kaçırılmış, ailesini arıyor. Komşularının aynı yıllarda kaybolmuş, aynı yaşlarda çocukları var. Baya yakınlar. Aile de maşallah aşiret gibi kalabalık. Lan, bir sürü akrabadan birine mi benzemez bu çocuk? Kimse mi "bu bize benziyor, ailesini tanımıyor, sakin bizim kızan olmasın bu?" diye sormak gelmiyor. Gelmedi. Ben böyle saçmalık görmedim. Sonun da aile kavuştu. Dizi devam ediyor. Şimdi neyin peşindeler tam anlamıyorum.

"Aşk yeniden" diye bir şey var. Tam dizi gibi değil o. Komedi mi, dram mı anlamıyorum. Neyse işte, bunda da gene bir bebek var. Adam ailesine benim çocuğum diyor ama aslında onun çocuğu değil. Pek sağlam bir çatışması yok, bir kaç aya saçmalamaya başlarlar. Daha yeni çünkü bu.

Bir kaç dizi daha var ama annem onları izlemiyor. Annem başka dizi de izlemiyor. Şimdi bu dizilerin ortak noktasına bakıyoruz. Hepsi FoxTv'de yayınlanıyor. Hepsinde de çocuklar aslında aileleri sandıkları kişilerin çocukları değil. Len, bu kadın neden bu sabit konuyla bu kadar fazla dizi izliyor? Evlatlık falanım da bana bu yolla bir mesaj mı veriliyor? Çünkü annemin abimden bahsederken "bir tane oğlum var" demişliği de var. O sözün üzerine kontrol ettim kendimi, hala erkektim. Peki benim en sevdiğim filmin adı ne? "Mio Fratello é Figlio Unico" Yani "abim evin tek çocuğu." (Sizin gibi holivut sevecek değildik, hep avrupa, asya sineması bla  bla.)

Evlatlık falan olmak gibi bir drama pek ihtiyacım oladığı için diğer ortak özelliğe baktım bende. FoxTv. Amerikan kanalı. Sonra izlediğim ajan filmlerini düşündüm. (ama holivuttan olmayan, Kurtlar Vadisi gibi) Ajanlara gizli görevler hep böyle televizyonlara, gazete ve dergilere sıkıştırılmış gizli mesajlar ile veriyorlardı. Sen ben anlamıyoruz, casuslar şıp diye çözümlüyor. İşte annem de bir Amerikan casusu ve görevleri bu yolla alıyor olmalı. Başka bir izahı yok bunun. Bu kadar saçmalık "sadece hoşuma gidiyor" diye izlenemez. (yazar kendi ile çelişti) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder