Yaşamın matematiği vardır. Bir de yaşamanın matematiği var. İlki çok karmaşık bir matematiktir. Fiziğin bizim evrenimizdeki yasalarınca belirlenmiştir. Kişisel değildir, herkes için aynıdır. Herkesten kastım insanlar değil sadece. Tek hücrelilerden memelilere, her yaşamdan bahsediyorum.
Yaşamanın ise çok daha basittir matematiği. Tek işlem içerir. Bölme. Yaşamın size getirdiklerini bölersiniz. Çocukluk evresi bir bölümdür, Ergenlik farklı, olgunluk farklı, ikinci çocukluk farklı bölümlerdir. Okulda geçen yaşam ile evde geçen yaşam net bir şekilde ayrılır. İş, işte kalır. Arkadaşlar ile kafa dağıtmaya gittiğinde evdeki çocuk yaşamında yoktur. Tatildeyken iş stresi yoktur. Geçiş dönemleri bazen gri bir hal alsa bile, aslında bıçakla kesilebilecek kadar keskindir çoğu zaman.
Büyük küçük fark etmez, hayatı bölersin. Bazı bölümler daha zorludur, bazıları daha basit. Bazı bölümler keyifli, bazıları sıkıntılı. Birbiri ardına gelirler ve geçerler işte. Yaşamanın matematiği budur. İster acı çoğunluk olsun, ister tatlı, yaşamanın esası onu bölmektir. Ve bölersin. En azından çoğunluk için böyledir.
Fakat bazı insanlar asal sayılar gibidirler. Yaşamı bölümlere ayıramazlar. Değişmezler demiyorum. Değişirler elbette. Onların karakterinin de dün, bugünü ve yarını vardır. Asallık içlerindedir.
Dünü yarından ayrıştırmayı başaramamaktır. Dün yaptığı hatayı bugün ve yarın kafasının içinde tekrar tekrar yaşamaktır. Geçti, güzeldi ama bitti, berbattı ama geride kaldı diyememektir. Belki de yalana kanamamaktır. Kanmış gibi görünüp, içten içe gerçeği bilmektir.
Şanlı bir kaybetme destanı değildir asallık. O destanları asal olmayanlar yazarlar. Kaybetmek de değildir ki asallık. Kazanmak hiç değildir. Övünülecek ya da yerilecek bir farklılık değildir. Hata da değildir. Yanlış yazılmış bir kod değildir. Hayatı biraz daha zor yapar, belki bazıları için çekilmez kılar. İşte onlar kendilerine bölünürler. Sonunda gerçekliği kesin olan sayı, yani "bir" elde ederler. Yaşamda kesin olan tek şeyin ne olduğunu biliyorsunuz. Ne demek istediğimi anladınız.
Bazen bir ideal, bazen aile bağları, bazen bir bağımlılık, çoğu kez aşk denen yanılgı insanı asal hale getirir. Ufak bir şanssızlık. Bölünmeden, yani gereğini yapamadan geçer gider ömür. İsviçreli bilim adamlarına sorarsanız size asalların genellikle erkek olduklarını söylerler.
Bitti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder